Çocuğunuz ergenlik çağına gelince neler olur? Onunla iletişim kurarken bambaşka bir sisteme geçmeniz mi gerekir? Tabii ki hayır. Temel kurallar hala geçerlidir ancak davranışlarınızı artık daha büyük ve becerileri daha gelişmiş olan çocuğunuza göre yeniden düzenlemeniz gerekir. Çocuğunuzun neye ihtiyacı olduğunu, duygu geçişlerini, davranışlarını anlamak ve doğru iletişim kurabilmek için ergenliğin ne demek olduğunu, ne gibi davranışların normal görülebileceğini, nelerin beklendik olduğunu bilmeniz gerekir.
Puberte olarak bilinen ergenlik dönemi, birçok bilişsel, hormonal, fiziksel, duygusal, davranışsal değişimi beraberinde getiren çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönemde “değişim” sürekli ve hızlı gerçekleşir. Bedensel ve duygusal değişimlere ayak uydurmaya çalışan çocuk kendi içerisinde de kimliğini oturtmaya çalışır. İlgi ve beklentilerin şekillendiği bu dönemde çocuk bir keşif yolculuğundadır; kendini, isteklerini ve ihtiyaçlarını, sosyalliğini tanımaya çalışır. Ergenlik döneminde çocuk, kendinin ve davranışlarının farkına varır, geleceği düşünüp planlayabilir, yapacağı seçimin ve davranışlarının sonucu olduğunu hesaplayabilir. Sınırları davranışlarıyla olduğu kadar akıllarıyla da sorgulamaya başlar.
“Denemek” bu dönemin önemli bir parçasıdır. Doğru ve yanlış nedir? Kontrol kimde? Ne kadar ileri gidebilirim? Fazla ileri gidersem ne olur? Gibi soruların cevaplarını deneme-yanılma yoluyla bulmaya çalışırlar ve bu soruların cevaplarını bulduklarında kimlikleriyle ilgili sorular da yanıtlanmış olur. Net ve anlaşılır cevaplar ararlar örneğin “eve geç gelme” demek yerine “akşam 7 de evde ol” daha anlaşılır ve uygulanabilir olacaktır.
Bu dönemde ebeveynler; çocuğun davranışlarını anlayamayıp paniğe kapılabilirler. “Çocuğum hiç böyle değildi artık beni hiç dinlemiyor”, “Her dediğime itiraz ediyor”, “Hep siyah giymeye başladı, acaba yanlış kişilerle mi arkadaşlık ediyor ve onlardan etkileniyor” şeklinde düşünebilirler. Kendi özerkliğini tanımaya çalışan çocuk, ebeveynlerine karşı eskisinden daha asi ve mesafeli davranabilir. Aileler de çıkmazda hissedip çocukları ile iletişim kurabilmek için sanki arkadaşlarıymış gibi davranma yoluna gidebilirler. Bu noktada çocuğu çok fazla sınırlandırmak doğru olmayacağı gibi sınırları çok fazla esnetmek de çocuğun gelişimi, kimliğinin oluşumu ve sizinle iletişimi için sağlıklı olmayacaktır. Unutulmamalıdır ki; siz onların arkadaşı değil ebeveynlerisiniz. Bu dönemde çocuklar onlara destek olacak ve onları gerektiğinde doğru yönlendirecek anne-babaya yani “güvenli üs” e ihtiyaç duyarlar. Onları yönlendirecek kesin sınırlar koyarak, daha iyi seçimler yapmaları için yol göstererek ve onların, kendi davranışlarının sonuçlarına katlanmalarını sağlayarak yardımcı olabilirsiniz. Arkadaş gibi davranmaktan ziyada ebeveynleri olarak çocukların geçmiş oldukları süreci anlamalı, keşiflerine gerekmedikçe direnç gösterilmemeli, aksine onlara destek olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bu geçici bir süreçtir. Tutarsız davranışlar, öfke patlamaları, asi tavırlar bu süreç bittiğinde dengeye gelecektir. Ergenlerin sınırlarını düzenlemek, onlara sorumlulukları ve özgürlükleri arasında bir denge sağlar. Onun ihtiyacı olan ne çok katı kurallar ne de sınırsızlıktır. Kesin sınırlar koymak ama o sınırlar içinde keşfetme ve deneme sürecini yaşayacak esnekliği de sunmak gerekir. Bu sağlandıkça, çocuğun anne-babasıyla iletişimi güçlenir ve aradaki çarışma ortadan kalkar.
Bireyselliğini size kanıtlamaya çalışan çocuğa doğru sınırlar içinde seçim hakkı sunmalı ve kararı ona bırakmalısınız. Seçenekleri keşfetme, ergenlerin ileriyi görmeleri ve kendilerini nelerin beklediğini görmelerini sağlayan bir yöntemdir. Karşılarına çıkan engeller, seçenekler, yapılması gerekenler, farklı seçimlerden doğan farklı sonuçlar olacaktır. Bunlarla baş etmeye çalışan çocuğunuzun neden-sonuç algısı ve sorun çözme becerisi de gelişir.
Böyle yapıldığında belirsizlik ortadan kalkar, çocuk hangi davranışının ne gibi sonuçlar doğuracağını bilir ve kendini güvende hisseder.
Bir diğer önemli nokta da sağlıklı duygusal gelişim ve sağlıklı ayrışma için çocuğun özel alanlarına saygı duyulmalıdır. Çocuğunuzu ilgilendiren konulardan onun fikrini almak, fikirlerine önem verdiğinizi hissettirmek, sizinle değil kendi yatağında tek başına uyumasını desteklemek, odasına girerken kapıyı çalmak, … çocuğun özbenliğinin ve özgüveninin gelişmesi ve sınırlar kavramının oturması için önemlidir.
Ayrıca anne-babasından koşulsuz sevgi aldığını hisseden genç, bu süreci daha da kolay ve ılımlı şekilde atlatacaktır. Her zaman doğru ve güzel olanı yaptığında değil, yanlış yaptığında da sevileceğini bilen çocuk kendiyle barışıktır, kendine güvenir, denemekten çekinmez ve en önemlisi kendini ve çevresinedekileri sever. Böyle bir gencin sorumluluklarını yerine getirme isteği ve motivasyonu da artar. Kendini kabul eden;yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında; kendisinin ve başkalarının sınırlarına saygı duyan; beceri ve ilgilerinin farkında bir genç, yetişkinlik döneminde de sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurabilen, sorun çözme becerisi gelişmiş, kendine güvenen, becerilerine yön veren, mutlu ve kendini seven bir birey olacaktır.