Ödül-ceza yöntemi yıllarca çocuk eğitiminde efektif bir method olarak uygulandı. Hem öğretmenler hem de ebeveynler için bu yöntem çocuğa neyin yapılması neyin yapılmaması gerektiğini anlatırken bir aracı oldu. Yıllar sonra yapılan araştırmalar ışığında görüldü ki, ödül ve ceza yöntemi kullanmadan da çocuğu eğitmek mümkün. Bu yöntemlerden biri olan sınır çizme konusunu ele alalım.
Çocuğun kendi sınırlarını çizebilmesi neden önemli? Çocuğun başkalarının sınırlarını tanıması neden önemli? Çocuğa sınır çizerken nelere dikkat edilmeli? Gibi soruların cevaplarına yazımızda yer vermek istedik.
Sınır koyma ve başkalarının sınırlarına saygı duyma becerisi çocuk için sosyal yaşamında uygulayacağı ve kendini koruması için gereken en önemli becerilerden biridir. Çocuğun kendini, yeteneklerini, ilgi alanlarını, hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri tanıması, fark etmesi çocuğun kendi sınırlarını belirleyebilecek gelişmişlik seviyesine ulaşmış olduğunu gösteririr. Bu noktada çocuğa sağlıklı sınırların nasıl konulacağının hem sözel yollarla (kitap, şarkı, vb.) hem oyunlarla, hem de çocuğa örnek olunarak öğretilmesi gerekir. Siz çocuğa sınır koyduğunuzda çocuk da kendi sınırlarını çizmeyi öğrenirken aynı zamanda çevresindeki insanların da bazı sınırları olduğunu ve bunları aşmaması gerektiğini öğrenir.
Peki siz çocuğa sınır koyarken nelere dikkat etmelisiniz?
En önemlisi sınırlarınız aşırı kısıtlayıcı veya aşırı geniş sınırlar olmamalı.
Aşırı kısıtlayıcı ve kontrolcü ebeveynler çocuğun da bir alanı olduğunu unuturlar bu da onun sorumluluk bilinci ve kendilik algısının gelişmesine ket vurur. Çocuk bağımlı bir birey haline gelir ve kendi başına sorumluluk alamaz. Bunu göz önünde bulundururken aşırı geniş sınırlar koymamaya da dikkat etmelisiniz, her şeye “sen bilirsin” derseniz yine çocuğun sorumluluk bilinci ve kendilik algısına zarar vermiş olursunuz çünkü 10 yaşındaki bir çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu her zaman bilemeyebilir bu noktada doğru yönlendirmelere ihtiyaç duyacaktır.
İkinci önemli konu sınırlarınız tutarlı olmalı. Bir gün yapma dediğinize diğer gün çocuk ağladığında yorulduğunuz için “tamam bu seferlik böyle olsun” derseniz çocuğun kendi içinde önce karmaşaya sonra da “ağlarsam her şeyi elde edebilirim” bilinci geliştirmesine neden olursunuz.
Dengeli sınırlar kurmalısınız. Çocuğun keşfetmesine izin verdiğiniz, onu doğru yönlendirdiğiniz, tutarlı, onun yaşına ve zamana uygun sınırlar kurmanız sosyal çevresinde de onun aynı şekilde kendinin ve çevresindekilerin sınırlarının farkında olmasını ve bunlara saygı duymasını sağlar.
Bir başka dikkat etmeniz gereken konu da sınır koyarken açık, net ve kararlı olmalısınız. Çok fazla televizyon izlememelisin” yerine “günde 1 saat televizyon izleyebilirsin” dediğinizde çocuk beyni bu cümleyi kolay anlar ve uygular. Bunu yaparken ses tonunuz ve beden diliniz sakin ama kararlı olmalı. Aynı zamanda davranışlarınız sözlerinizi destekler nitelikte olmalı. Yani 1 saat sonunda hatırlattığınız halde çocuk hala televizyonu kapatmıyorsa sizin kapatmanız gerekir. Ayrıca şuna da dikkat etmelisiniz; kızdığınızda çocuğun kendini eleştirmeyin problemli davranışı eleştirin ve neden yanlış olduğunu anlatın. Çocuğun karakterini eleştirmek çocukta içe kapanma, güvensizlik, değersizlik hissi veya öfkeye dönüşebilir.
Çocuklarda zaman kavramı 2-4 yaş arasında ve zamanı gösteren araçları kullanma (takvim, saat) becerileri 5-6 yaşları arasında gelişim gösterir (Er & Nurşen, 2008). Çocuğunuza “5 dakika sonra televizyonu kapatıyorsun” dediğinizde bu ifade ona çok soyut gelebilir ve anlamayabilir. Bu noktada ifadenizi somutlaştırmayı deneyebilirsiniz (parmaklarınızla sayarak, kum saati koyarak, vb.).
Dengeli ve doğru sınırlar koymak; kendilik algısı; çevreyle kurduğu ilişkilerin sağlığı, karakter özelliklerinin gelişimi (hoşgörü, saygı, sorumluluk bilinci, vb.), zihinsel gelişimi, dürtü kontrolü gibi birçok yönden çocuğunuzun gelişimini destekler.
Peki siz çocuğunuza nasıl sınırlar koyuyorsunuz?